Yozgat’ta zihniyet devrimi olmadığı sürece.
Yapılanların öteye gitmesi beklenemez.
Söylüyorum.
Yine söyleceğim.
Söylemeye de devam edeceğim.
Bu kesin.
Alamadığınız sonucu düşünmek yerine.
Başa dönüp.
Yanlışı konuşmanız lazım.
Yoksa.
Kafanızı sallar.
İşinize bakarsınız.
Sonrasında.
Arkanızdan saydırırsınız.
Anlayın.
*
Alt geçitleri yazı tahtasına çevirdiler.
Çocuktur, yapar deniyor.
Çalışanlar, padişahlık yapmaya kalkıyor.
Garibanın ekmeğine mi göz diktiniz deniyor.
Yanlışlar üzerine gidiyoruz.
Sizde kimseyi beğenmiyorsunuz deniyor.
Bürokratik verilen bilgiler yalan, yanlış.
Yapılan hizmetleri görmüyorsunuz deniyor.
Böyle bir şey işte.
Uzayıp gidiyor.
Bilin.
*
Bizde tartışma kültürünün yerini.
Yalakalık.
Yandaşlık aldığından.
Uyarılar.
Eleştiriler.
Sistemsel bir şekilde savunma moduyla sindirilmeye çalışılıyor.
İyi mi?
Lafın nereye gittiğini?
*
Biz meselemize dönelim.
Yozgat’ın mevzusu zihniyet.
Çözümlenmesi şart.
Yılların getirdiği durağanlığın kaynadığıdır.
*
Hizmet.
Yatırım.
İstişareler sonucu ortaya çıkar.
Başarının yakalanması da buna bağlıdır.
Lakin.
İstişare yapılan kesimde önemlidir.
Kendi tarafınızla.
Kendi etrafınızla.
Kendi yandaşınızla.
Kendi grubunuzla.
Kendi içinizde.
İstişare yapmaya kalkarsanız.
Bir arpa boyu ilerlemeniz mümkün olmaz.
Bugünki Yozgat iyi bir örnek.
*
Yozgat’ın yaşadığı sorundur bu aslında.
Birine bağlı kalıp.
Birinin masaya koyduğuna ‘evet’ demek.
Emme basma tulumba gibi.
Kafa indirip, kaldırmak.
Anlıyormuş gibi bakmak.
Muhteşem boyutuna getirip.
Yanlışa alkış tutmak.
Yanlışı desteklemek.
Yozgat’ın kaderidir belki.
Kim bilir.
*
Şöyle yakın geçmişe bakın.
Kafa sallayıp.
Alkışlayıp.
Peşinde koştuğunuz yanlışlar.
Yozgat’ı nereyete götürmüş.
Uzağa gitmeyin.
Çevrinize bakın.
Anlatabildim mi?