Yozgat’ı kendi elimizle hırpalıyoruz.
Yanlışlığa.
Düzensizliğe.
Sessiz kaldıkça.
Küçülüyoruz.
Eziliyoruz.
Kendi kabuğumuzun içine atılıyoruz.
Avutulup.
Kandırılıyoruz.
*
Dön artık be Sebastian.
Sensiz buraların tadı yok.
Seninki oyun bozanlık yapıyor.
Artık yanaşmıyor.
Elini, eteğini çekip.
Kenarda durmayı yeğledi.
Korkuyor mu, ne?
Bilemiyorum.
Bıkkınlık gelmiş.
Sıkılıyormuş artık.
Gidecekmiş buralardan.
*
Dön be Sebastian…
*
Lafa böyle girelim.
*
Yanılmıyorsam.
Yıl 2012...
Şahin Tepesi Belediye tesisleri...
Bekir Bozdağ basın ile bir araya geldi.
Gündem Yozgat...
Bozdağ anlattı.
Biz dinledik.
Biz anlattık Bozdağ dinledi...
*
Mevzu Çevre yoluna geldi...
Bozdağ mini anket yaptı.
Basın mensuplarına tek tek sordu...
Çevre yolu yapılmalı mı?
Bir-iki kişi hariç...
Hatta o günün AK Parti yönetiminde yer alan basın mensubu dahil...
Gereksiz dedi.
Ekonomiden.
Ticaretten.
Sosyal hayattan dem vuruldu.
*
Bozdağ, 'sizler gerekli diyorsunuz. Çoğu esnaf istemiyor' diyerek, toplantıyı bitirmişti.
*
O günden bugüne...
*
Çevre yoluna gereksiz diyenler.
Çevre yolu yapılsın diye gündem oluşturuyor.
*
Geçmiş yanlışlarıyla.
Bugünün doğrularını bulmaya çalışıyoruz.
Geçmişte yanlış ekilen tohumlar.
Bugün meyve vermiyor.
Yozgat'ın yarasına merhem olmuyor.
Çare üretmiyor.
*
Yozgat ektiğini biçiyor.
O kadar.
*
Eğri oturup, doğru konuşmak lazım.
Bir çok hizmet gibi...
Çevre yolu da zihniyete kurban gitti.
O gün gündemde tutulup.
Gereği yapılsaydı.
Bugün farklı şeyler üzerinde konuşuyor olurduk.
*
Yozgat'ın kendini silkeleyip.
Gerçeklerle yüzleşerek.
Gerçekleri kabul etmesi gerekli.
Aksi takdirde.
Dün yapılanların.
Bugün sıkıntı oluşturması.
Yarın arap saçına dönmesine vesile olacaktır.
*
Yozgat için ipler kendi elimizde.
Anlatabildim mi?