Kış aylarında kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması, soğuk hava ve virüslerin dolaşımını kolaylaştıran pek çok etken, solunum yolu enfeksiyonlarını belirgin şekilde artırıyor. Halk arasında “kış hastalıkları” olarak bilinen soğuk algınlığı ve grip ise çoğu zaman birbirine karıştırılıyor. Ancak uzmanlara göre bu iki hastalık, hem belirtileri hem de seyirleri açısından önemli farklılıklar taşıyor. Özellikle yüksek risk grubundaki bireylerde basit bir grip tablosu dahi ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı, kışın yükselişe geçen virüslerden, belirtilerin nasıl ayırt edilebileceğine ve hangi durumlarda doktora başvurulması gerektiğine kadar pek çok kritik noktayı anlattı.

Soğuk Algınlığı ve Grip Nasıl Ayırt Edilir?

Kış aylarında en sık görülen solunum yolu enfeksiyonları arasında rinovirüslerin neden olduğu soğuk algınlığı ve influenza yer alıyor. Uzman, her iki hastalığın da benzer başlamasına rağmen seyir ve ciddiyet açısından belirgin farkları olduğunun altını çiziyor.

Soğuk algınlığı genellikle burun tıkanıklığı, akıntı, hapşırık, hafif ateş ve hafif halsizlikle kendini gösterirken, grip ani başlayan yüksek ateş, şiddetli kas-eklem ağrıları ve belirgin halsizlikle ortaya çıkıyor. İnfluenza aynı zamanda daha ağır seyrederek zatürre gibi ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor.

Kasım ayıyla birlikte grip sezonunun başladığını hatırlatan uzman, son haftalarda influenza kaynaklı hastane yatışlarının arttığına dikkat çekiyor. Özellikle kapalı ve kalabalık ortamlarda virüsün çok daha hızlı yayıldığını da vurguluyor.

Hangi Durumlarda Doktora Başvurmak Gerekir?

Uzmanlara göre soğuk algınlığı birkaç gün içinde hafifleyerek geçerken, semptomların ağırlaşması veya uzaması durumunda dikkatli olunmalı. Özellikle ateşin birkaç gün boyunca düşmemesi, baş ağrısının artması, öksürüğün şiddetlenmesi, nefes darlığı gibi yeni belirtilerin eklenmesi durumunda vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerekiyor.

Grip geçiren kişi de en az bir hafta boyunca bulaştırıcı olduğundan, bu süreçte izolasyon, maske kullanımı ve yakın temastan kaçınmak önem taşıyor. Risk grubundaki bireylerin ise belirtiler başlar başlamaz hekime gitmesi öneriliyor. Çünkü antiviral tedavilerin etkili olabilmesi için ilk 48 saatte başlanması gerekiyor.

Kimler Risk Grubunda? Grip Aşısı Kimler İçin Şart?

65 yaş üstü bireyler, kronik akciğer hastalığı bulunanlar, diyabet hastaları, kalp-damar hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği veya karaciğer hastalıkları bulunanlar grip açısından yüksek risk grubunda yer alıyor. Obez bireyler, bağışıklığı baskılanmış kişiler, kemoterapi alanlar ve bazı nörolojik hastalığı olanlar da bu gruba dahil.

Uzman, bu kişilerin mutlaka grip aşısı yaptırması gerektiğini vurguluyor. Grip aşısının 6 aydan küçük bebeklere uygulanmadığını, alerjik reaksiyon öyküsü olan kişilerin de dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Aşının koruyuculuğu iki hafta içinde geliştiği için grip sezonu başlamadan yapılması önerilse de, sezon boyunca her zaman aşı olunabileceğinin altı çiziliyor.

Damar İçi “Sarı Serum” Uygulamaları Neden Tehlikeli?

Grip ve soğuk algınlığı şikayetleri arttığında toplumda sıkça başvurulan “sarı serum” uygulamalarının ciddi riskler taşıdığı biliniyor. Evde sağlık hizmeti adı altında, hekim kontrolü olmadan uygulanan bu serumların bilimsel olarak kanıtlanmış bir faydası olmadığı gibi, alerjik reaksiyonlara ve hayati risklere yol açabileceği vurgulanıyor.

Uzman, “Daha önce yaptırdım, bir şey olmadı” yaklaşımının yanıltıcı olduğuna dikkat çekiyor. Çünkü alerji, yıllar sonra bile aniden gelişebiliyor.

İki Milyar Erkeği Etkileyen Sorun: Yeni Tedavi Yöntemi Bulundu!
İki Milyar Erkeği Etkileyen Sorun: Yeni Tedavi Yöntemi Bulundu!
İçeriği Görüntüle

Kış Aylarında Korunma Yöntemleri: Altın Kurallar

Kış hastalıklarından korunmanın temel yolu hasta kişilerden uzak durmak ve hijyen kurallarına dikkat etmek. Kapalı ve kalabalık ortamlarda maske kullanımı, sık sık el yıkama, ortak yüzeylere dokunduktan sonra dezenfektan kullanma önemli korunma adımlarına dikkat çekildi.

Beslenme ise korunma sürecinin önemli parçalarından biri. Uzman, dengeli beslenen kişilerin ekstra vitamin takviyesine genellikle ihtiyaç duymadığını belirtiyor. D vitamini eksikliği istisna olarak değerlendiriliyor, çünkü eksikliğin giderilmesinin solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu etkisi kanıtlanmış durumda. Ihlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları semptomları hafifletebilir ancak belirtiler uzar veya ağırlaşırsa mutlaka doktora başvurulması gerekiyor.

Kaynak: AA