Kış aylarının vazgeçilmezlerinden olan pekmez, özellikle annelerin kahvaltı sofralarının baş köşesinde yer alır. Yıllar boyunca “kan yapar” inancıyla tüketilen bu geleneksel ürün, halsizlik ve kansızlık gibi durumlarda doğal bir çözüm olarak görülür. Dut, üzüm ya da keçiboynuzu gibi meyvelerden yapılan pekmez, içerdiği demir nedeniyle bu algının oluşmasına neden olmuştur. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, pekmezin demir içerse de bu demirin vücut tarafından ne kadar kullanıldığı konusunda bazı soru işaretleri barındırdığını ortaya koydu.
Bitkisel demir emilimi düşük, destek şart
Pekmezde bulunan demir, “non-hem” yani bitkisel kaynaklı demirdir. Bu formdaki demir, vücut tarafından hayvansal kaynaklı demire göre daha zor emilir. Bu nedenle pekmezi tek başına tüketmek, demir eksikliğini gidermek için yeterli olmayabilir. Beslenme uzmanları, pekmezle birlikte C vitamini açısından zengin besinler alınmasını öneriyor. Örneğin; bir tatlı kaşığı pekmezi taze portakal suyu ile birlikte tüketmek, demir emilimini ciddi şekilde artırabiliyor.
Ankara Üniversitesi’nin yürüttüğü bir çalışmada da bu bulgu desteklenmiş, pekmezin düzenli tüketiminin ancak doğru kombinasyonlarla anlamlı etki gösterdiği belirtilmiştir.
Her pekmez aynı değil: Üzüm ve dut öne çıkıyor
Pekmez deyince akla gelen ilk ürün keçiboynuzu olsa da, kansızlık konusunda en faydalı olan türler dut ve üzüm pekmezi. Bu iki çeşit, demir açısından daha zengin bir yapıya sahip. Öte yandan keçiboynuzu pekmezi ise kalsiyum ve potasyum içeriğiyle dikkat çeker. Bu nedenle kansızlık sorunu yaşayan bireyler için dut veya üzüm pekmezi daha uygun bir tercih olabilir.
Ancak burada bir diğer önemli nokta da üretim şekli. Katkı maddesi içermeyen, geleneksel yöntemlerle hazırlanmış doğal pekmezlerin tercih edilmesi, ürünün faydasını artırır. Endüstriyel üretimlerde sıkça karşılaşılan aşırı şeker yükü, sağlığı tehdit edebilir ve gerçek faydayı gölgeleyebilir.
Fazlası zarar: Günde ne kadar pekmez tüketilmeli?
Pekmez, her ne kadar sağlıklı bir ürün gibi görünse de, yüksek oranda doğal şeker içerir. Bu nedenle ölçülü tüketilmesi gerekir. Uzmanlar, günlük 1-2 yemek kaşığının ideal olduğunu vurgularken, özellikle diyabet hastalarının bu konuda dikkatli olması gerektiğinin altını çiziyor. Aşırı tüketim, kan şekeri dengesini bozabileceği gibi, kilo artışına da neden olabilir.
Pekmez, takviye olarak kullanılabilir ancak tek başına kansızlık tedavisinde mucizevi bir çözüm değildir. Düzenli kan değerleri takibi ve bir beslenme uzmanı rehberliğinde yapılan destekleyici beslenme planı, daha sağlıklı sonuçlar verecektir.
Sonuç: Pekmez kan yapar ama tek başına değil
Pekmez, demir içerdiği için kansızlığa yardımcı olabilir. Ancak bu katkı, ancak doğru miktarda ve C vitaminiyle desteklenerek tüketildiğinde etkili olur. Uzmanlar, pekmezi bir “ilaç” gibi değil, dengeli bir beslenmenin parçası olarak görmek gerektiğini vurguluyor. Yani yıllardır “kan yapar” diye bilinip başlı başına şifa sanılan pekmez, aslında tek başına o kadar da etkili değil.


