Sebastian ortaya çıktı.
Seçim gelince, kendini gösterdi.
Hınzır.
Mikser gibi aynı.
Ortalığı karıştıracak.
Ama, yemezler.
Meydan boş değil.
Bırakmam.
*
Uzun uzundıya sohbet ettik.
Konuştuk.
Dertleştik.
Geçmişi yadettik.
Anıları paylaştık.
Ne günlerdi be...
Kafa kelleşip.
Göbek çıkınca.
Şeklen değişiyor insan.
Bizimkisi de öyle.
*
Merak ediyor insan.
Niye Yozgat?
*
Siyaset.
*
Ankara dururken.
Siyasetin işlendiği.
Siyasetin şekillendiği.
Siyasete yön verildiği başkent...
Niye burası?
*
Sebastian'a göre basit.
Yozgat'ı çöz...
Türkiye'yi kazan...
İyi mi?
*
Sebastian’ın kafasına takılmış.
Yozgat bıraktığı gibi.
Yalnız.
Sessiz.
Boynu bükük.
Sahipsiz.
Birlik ve beraberlikten uzak.
Kutuplaşmalar.
Gruplaşmalar hakim.
Kendi ile cedelleşiyor.
Caddede gezen insanlar mutsuz.
Sokaktakiler umutsuz.
Niye böyle?
*
Siyaset.
*
Kızıyor Sebastian.
Neyi paylaşamıyorsunuz?
*
Yandaşlık yapmakla.
Yalakalığa dalmakla.
Taraf olmakla.
Ötekileştirmenin temelini oluşturmakla.
Kim, ne kazanacak?
Yozgat gelişirse.
Yozgat kalkınırsa.
Herkes aynı payı almayacak mı?
*
Başka Yozgat yok deniyor ya.
Doğru.
Ama icraat.
Artık Yozgat hareketlenip.
İç mücadeleleri bırakıp.
Birliktelik.
Beraberlik.
Bütünlük adımını atmak zorunda.
İnsanların birbirine nasıl anladığını.
Görmesi, bilmesi lazım.
Malum.
Uzlaşmak.
Buluşmak.
Kucaklaşmak.
Farklılaşmakla.
Lafla olmuyor.
*
14 Mayıs'a giderken.
Sebastian'ın dikkatini çeken iç siyasetin ta kendisi.
Aday adaylığı sürecindeki 'oyun'lar.
'Aday'lık sürecine çekilmiş gözüküyor.
Sebastian yaşananları, paylaşmak için gelmiş...
*
Anlatabildim mi?