Yozgat’ı basın kurtacak.
Güçten falan bahsediyorlar ya.
Ondan.
Neymiş.
Üzerine üzerine gidilecekmiş.
Yok ya.
Başka bir arzunuz.
*
Emrinize amadeyiz.
*
Mevzuya bak.
Adamlar oturacak.
Oturduğu yerden emirler yağdıracak.
Gayret göstermeyecek.
Elini taşın altına koymayacak.
Hizipçilik yapacak.
İnsanları birbirine kırdıracak.
Yandaşçılığı.
Yalakalığı.
Tarafgirliği.
Bencilliği.
Egoistliği.
Menfaatcılığı.
Peki pekiştirecek, çıkıp ahkam kesecek.
Yemezler.
*
Mesele nedir?
*
İnsanların oturduğu yerden ahkam kesmesine.
Haddinden fazla işe karışmasına.
Olur, olmadık yerde varolmasına.
İşgüzarlığa.
Yer yok.
Olmamalı...
*
Yozgat'ın kanayan yarasıdır aslında.
Hiç bir şeyin içinde olmayıp.
Her şeyde var olanlar.
Memleketin dinamikleriyle oynuyor.
*
İşin edebiyatı bir kenara.
Yozgat’ın mevcut yapısı.
Sistemsel bir şekilde.
İşe yaramaz insanların.
Boş konuşanların.
Kendi menfaatleriyle hareket edişinden kaynaklanıyor.
Sorun, Yozgat’ın içinde.
Çözüme buradan başlayıp.
Çalıştaylarla çizilen haritaya gidilmesi  lazım.
Aksi takdirde.
Bir arpa boyu gitmemiz imkansız.
*
Peki.
Basın bunun neresinde?
Biraderler çıkmış, basını göreve çağırıyor.
Sen, ne işe yarıyorsun.
Sen, bu memlekette yaşamıyor musun?
İş, sıkıya geldi mi?
Hemen kaçıver.
Hatta.
Ağanın yanına git.
Dizinin dibinde otur.
Sonra da Yozgat’ı yönetmeye kalk.
*
Yozgat’ta onca yanlış varken.
Yaverlerin.
Maşaların.
Yozgat’ı yönetmesine.
Yönlendirmesine.
Kimse razı gelmez.
Prim vermez.
O zaman.
Siyasal.
Bürokratik.
Temizliği birlikte yapalım.
Kentin önünü açalım.
Yoksa, şehir elden gidiyor.
*
Anlatabildim mi?