Yozgat mutfağı, sadeliğiyle lezzeti buluşturan yöresel yemekleriyle tanınır. Bu lezzetlerden biri de omaç… Özellikle sabah kahvaltılarında tercih edilen omaç, ince yufkanın parçalanıp yumurta ve tereyağıyla harmanlanmasıyla hazırlanıyor. Hem doyurucu hem de ekonomik oluşuyla yıllardır Yozgat sofralarının vazgeçilmezi.
Hanımeli Gözleme’de çalışan Beyza Adamcıl, bir yıldır bu geleneksel tatla müşterileri buluşturuyor.
Adamcıl “Yozgat İç Anadolu Bölgesi'nde çoğunlukla bilinen, birçok kişinin tercih ettiği bir yemek türü. Gelen müşterilerin neredeyse yarısı omaç istiyor bizden” diyor.

Hanımeli Gözleme’de Geleneksel Lezzetin İzinde
Yozgat’ın yerel işletmelerinden Hanımeli Gözleme, geleneksel tatları yaşatmak konusunda özenli. Beyza Adamcıl, omaç hazırlarken dikkat ettikleri püf noktaları şöyle anlatıyor:
“İçinin daha yoğun olması için iki yumurta kırıyoruz. Yufkanın bir parçasını da tavada küçük küçük doğrayıp içine koyuyoruz. Öyle daha lezzetli oluyor. Çoğu müşteri de o şekilde beğeniyor. Bu tarif hem omaçın doyuruculuğunu artırıyor hem de ona kendine has bir aroma katıyor.”
Omaçın Tarihi: Göçebe Kültürden Sofralara
Omaç, kökeni Orta Anadolu’nun eski göçebe mutfak kültürüne dayanan bir yemek. Malzeme açısından son derece sade, yufka, yumurta, tereyağı ve tuz. Ancak bu sadelik, onu bölge mutfağında özel bir yere taşıyor. Tarih boyunca kıt kaynaklarla hazırlanan bu yemek, ailelerin sofralarını bereketlendirmiş, paylaşmanın simgesi olmuş.
Yozgat’ta omaç genellikle sabah kahvaltısında, bazen de misafir sofralarında ikram ediliyor. Kimi evlerde yufka yerine bayat ekmekle de hazırlanıyor. Böylece hem israf önleniyor hem de geleneksel bir tat yaşatılmış oluyor.

Yozgat’ta Yaşayan Bir Lezzet Mirası
Bugün omaç, sadece bir kahvaltılık değil, Yozgat kültürünün yaşayan bir parçası. Hanımeli Gözleme gibi yerel işletmeler bu lezzeti yaşatmaya devam ederken, genç nesiller de omaçla tanışıyor. Beyza Adamcıl ise bunu şöyle özetliyor:
“Biz bu lezzeti her sabah taze taze hazırlıyoruz. Gelen misafirlerimize Yozgat’ın sıcaklığını tattırmak istiyoruz. Omaç, bir tabaktan çok daha fazlası… Geçmişle bugünü, gelenekle yeniliği buluşturan sade ama derin bir lezzet hikayesi.”






