Hasbihal edelim.
Yozgat'a dair...
Yozgat niye böyle deniyor ya..
Kanıksanmış.
Bağışıklık kazanılmış.
Rutin bir anlayış.
Bakışın ta kendisi...
Yozgat'ta, Yozgatlı'dan bihaber olmak.
Yozgat'ta, Yozgatlı'yı...
Yozgat'ta, Yozgat'ı 'hiç' etmek.
*
Saygı bitirildi.
Sevgi zaten yok edildi.
*
Nereden bakarsanız.
Geniş kapsamlı bir kopuşun hikayesini yaşıyoruz.
Her şeyi bildiğini sanıp..
Hiç bir şey bilmeyenlerin.
Yozgat'ı idare etmesini izliyoruz.
İyi mi?
*
Yetkisi olanların bilgisi yok.
Bilgisi olanların yetkisi yok.
Bu söz bana ait değil.
Ama...
Yozgat icin 'cuk' diye oturan bir söze...
O yüzden.
Kuru bir tartışmanın içerisinde gidiyoruz.
*
Bize has bir şey mi?
Yoksa, makamın.
Koltuğun.
Odanın.
Kartvizitin.
Ağırlığı mı?
Bilmiyorum.
Makama getirilenler 'şeklen' değişiyor...
İçlerinde gizli kalmış hislerini ortaya çıkarıyor.
Yönetme...
İdare etme.
Yönlendirme.
Ego.
Kibir.
Bencillik duygularıyla.
Öne çıkma gayretine giriyorlar.
İyi mi?
*
Siyaseten de...
Bürokratik açıdan da böyle.
*
Bakan, bakan yardımcıları, bakanlık yöneticileri 'arkamda' deyip gezenler var...
Kurum ahengini bozanlar var bu memlekette.
'Ankara'da abim' var deyip, kurumu yönetenler oldu bu memlekette.
Gelmeden gitmeyi planlayan bürokratlar oldu bu memlekette.
Gelip, Ankara'nın yolunu tutanlar oldu bu memlekette.
'Çalış' dendiğinde siyasilerin kapılarını aşındıranlar oldu/oluyor bu memlekette...
*
Danışmanın paylaşımını yanlış algılayıp.
Saydırmaya kalkanlar var.
Hırslarını ortaya koyup.
İnsanları toplumun önüne atmaya gayret gösteren siyasetciler var.
Siyaseti 'kimlik' üzerinden yaparak.
Saygı ve sevgiyi yanlış yorumlayarak...
Makam ve koltuk gittiğinde.
Boşlukta yürümeye devam ediyor.
*
'Hasbi'likten dem vurup.
'Hesabi' olmanın farklılığını izliyoruz.
*
Yozgat'ın kaybettikleri kazandıklarından epey fazla...
Sanırım.
Üzerinde durulması.
Konuşulması.
Tartışılması gereken nokta budur.
'Kişisel' yürüyürek.
'Toplumsal' yol aldığına inananlar.
Memleketin önüne engel olmayı sürdürüyor.
*
Kısır döngüye girerek.
Yandaşlık anlayışını hakim kılarak.
Yalan, yanlış, iftiralarla.
Siyaset yapma gayreti.
Bürokratik yönetme azmi.
Kimseye bir şey kazandırmaz.
Sadece ama sadece günü bitirir.
O kadar.
*
Kimin ne yaptığı?
Kimin ne yapmak istediği?
Umurumuzda bile değil.
Fakat.
Her yapılan memlekete dokunuyor.
Ayrışmayı.
Kutuplaşmayı.
Gruplaşmayı.
Bölünmeyi getiriyor.
*
Fotoğraf karelerine geniş bakarsanız.
Nereye gelindiğini net bir şekilde görürsünüz.
*
Gerçekten Yozgat sevdasıyla hareket ediliyorsa.
Siyasi iradenin toplumsal okumayı doğru yapması lazım.
Bugün.
Yozgat'ın kanayan yarası siyaset ve bürokrasi...
*
Atananın, atayanı yönettiği.
İdare ettiği.
Yanlış yönlendirdiği.
Gerçeğiyle hareket edersek.
Çözülmesi gereken nokta budur.
*
Yoksa...
Makamlar gelip, geçer.
Siyaset kurumu kapalı kapılar ardında hesap yapacağına.
Çıkıp, asli görevini yaparsa.
Bürokrasi, makam hırsını bırakıp,
Güç denemesinden vazgeçerse.
Bir adım atılmış olur.
Arif olan anlar.
*
Anlatabildim mi?