Bugün, o gün..
Ya da o günlerden bugün...
Neyse canım.
Bugün böyle.
*
Cilalı sözler.
Fedakarlık söylemleri.
Nefercilik.
Eğitimcilik.
Bir kaç alkış.
Bir çiçek.
Hediye.
Gün bitine kadar.
Yüreği hoş tutan etkinlikler.
Sonra.
Bildiğimiz mevzulara devam.
Öğretmenim, canım benim..
*
Öğretmen, eğitimin bir parçası.
Eğitim istenilen düzeyde değilse.
Öğretmen sorumludur.
Doğru mu?
Mazeret üretmeyin.
Laf ebeliği hiç yapmayın.
Siyasetçinin.
Bürokratın.
İdarecinin.
Yöneticinin.
Günahı öğretmene yüklenmez mi?
Yüklenir.
Hatırlayınız.
Bin 500 kişilik salonda.
Öğretmene ‘namus, şeref’ sözü verdirin kimdi?
Paşa paşa ayağa kalkıp, yemin eden öğretmen değil miydi?
Nerden, nereye geldik?
Zihniyet aynı.
O gün birileri yemin ettirdi.
Bugün birileri alttan alttan eğitimi götürüyor.
İyi mi?
*
Öğretmenim, canım benim.
Sen çok yaşa.
*
Siyaset.
Bürokrasi.
STK.
Gerçekten Yozgat’a bir şey yapmak istiyorsa.
Gerçekten Yozgat’ı düşünüyorsa.
Eğitimden elini çekip.
Rantçılığı bir kenara bırakmalıdır.
Hatta eğitim kurumlarını birilerine yamamaktan vazgeçmeli.
Eğitim birilerinin oyunu haline dönüştürülmemeli.
Zararı Yozgat’a.
Zararı gelecek nesillere.
*
Yozgat için eğitim bacasız fabrika.
Bacalı fabrikalar için mücadele edip.
Fedakarlık gösterenler.
Bacasız fabrikaya da gerekli önemi vermeliler.
Yozgat, eğitim yatırımlarıyla gelişecek.
Eğitim yatırımlarıyla bacasını tüttürecek bir şehir.
Böyle bir reailete içerisinde.
Eğitim planlamasının doğru yapılması gerekir.
Yatırım veya hizmet adıyla 'bina' dikme mantığının yanlışlığının görülmesi gerekir.
*
Bugün 24 Kasım öğretmenler günü.
Bugün kutlamak istemiyorum.
Her gün onların günü olduğuna göre.
Kutlamayı bir güne sığdırmak ne kadar mantıklı?
Anlatabildim mi?