Siyasetin kaynayan kazanında, kulislerin hareketli olması iştah kabartıyor. Dün dündür mantığıyla, yarına ilişkin pyan kurarsanız, ayağınıza dolanacakları kabul etmek zorundasınız...
Ne ekiyorsanız, onu biçersiniz...
* * *
Yozgat'tan bakınca Ankara siyaseti pek renk vermez. Yozgat üzerinden Ankara'yı ikna etme gayreti de sonuç getirmez. 'Ben' merkeziyle ilerleyip algısal işletilen siyasal hamle itibar da görmez.
Ki, gelinen noktaya bakıldığında 'istenen' yada ' beklenen' olmak kimseyi öne çıkarmıyor.
* * *
Yozgat'ta siyasetle iştigal olmak kimseyi siyasetçi yapmaz.
Siyasi partiye üye olmakta kimseyi siyasetçi yapmaz.
Siyaset, siyaset gibi yapıldığında sonuç getirir...
Kapalı kapılar ardında kurulan planlarla da siyaset yapılmaz.
Siyasal oluşumlar içerisinde 'kendini' gösterme çabası da siyaset getirmez.
Her kesime, her siyasal bakışa yanaşmakta siyaseten sonuç doğurmaz.
Siyasal kimlik oluşturma gayreti de kimseyi de siyasetçi yapmaz.
* * *
Malumunuz. 31 Mart seçimlerine giderken, Yozgat'tan öne çıkıp, Ankara'dan güç toplamaya kalkmak pek mantıklı gelmiyor.
Yozgat'ta bulduğunuz veya bulmuş olduğunu sandığınız gücün ne kadar güçsüz olduğunu Ankara'dan net bir şekilde görürsünüz...
Ankara'nın bağları büklüm büklüm yolları...
 * * *
Siyasetin farklılaştığı bir dönem içerisindeyiz... Her partiye ışık yakıp, tek partiye yönelmek, Yozgat siyasetinde pek itibar görmüyor. Belli ki, Ankara'da sıcak bakmıyor.