Akdağmadeni ilçesine bağlı Muşalikalesi köyünde yer alan ve halk arasında Behramşah Kalesi olarak da bilinen tarihi yapı, 13. yüzyıl Selçuklu dönemine tarihleniyor. Gıyaseddin Keykavus’un emirlerinden Necmeddin Bahramşah-ı Candar’a ait olduğu düşünülen kale, moloz taş temelli kesme taş duvarlarıyla bugün hâlâ büyük ölçüde ayakta. Batı ve kuzey cephelerindeki burçlarıyla dikkat çeken yapı, bölgeye gelen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Zamanın yıpratıcı etkilerine rağmen dimdik duran Muşalikalesi, çevresindeki türbelerle birlikte bölgenin geçmişine sessiz bir tanıklık sunuyor. Kalenin konumu, Yıldızeli ve Akdağmadeni’ni kuşbakışı gören hâkim bir noktada bulunuyor.
Ali Çelebi ve Mahmut Çelebi Türbeleri Manevi Değer Katıyor
Kale çevresinde yer alan iki önemli yapı, Ali Çelebi ve Mahmut Çelebi Türbeleri, bölgenin manevi atmosferini güçlendiriyor. Kitabelerine göre 1466-1477 yılları arasında inşa edilen bu türbelerde süsleme unsuru bulunmuyor. Türbelerin duvarlarında ise Kur’an-ı Kerim’in 112. suresi ve türbede yatan kişilerin isimleriyle vefat tarihleri yer alıyor.
Mahmut Çelebi Türbesi’nin kubbesi yıkılmış olsa da mezar odasının üzeri doğal şekilde ardıç ağaçlarıyla örtülü. Ali Çelebi Türbesi ise kaleye yakın konumuyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bu türbeler, sadece tarihî yapılar değil, aynı zamanda yöre halkı için kutsal kabul edilen manevi mekânlar olarak da öne çıkıyor.
“Yüzyıllardır Ayakta Kalan Bir Kale”

Ziyaretçilerden Mehmet Karakoç, Muşalikalesi’nin turizm potansiyeline dikkat çekerek, “Akdağmadeni’ne sadece 9 kilometre mesafede, tarihe meydan okuyan bir kale var. Biraz ihmal edilmiş olsa da önemli bir miras. İnşallah Turizm Bakanlığı buraya yatırım yapar, bu tarih yeniden canlanır,” dedi.
Karakoç, kalenin bulunduğu konumun hem tarihî hem de doğal güzellikler açısından eşsiz olduğunu vurguladı.
Efsanelerle Anlatılan Bir Tarih

Muşalikalesi Köyü Muhtarı Selman Göç ise bölgedeki türbelerin halk arasında anlatılan hikâyelerini paylaştı. Göç, “Muşali ismi, Muşlu Ali Türbesi’nden geliyor. Rivayete göre Muşlu Ali savaş sırasında başı kesilmesine rağmen kelle koltuğunda buraya kadar gelir ve burada düşer. Türbesi de bu noktaya yapılır,” diye konuştu.
Mahmut Çelebi Türbesi’nin de benzer bir efsaneyle anıldığını belirten Göç, define aramak için türbeyi kazmaya çalışanların başına gelen talihsizlikleri anlattı. Göç, “Bu türbeler bizim geçmişimiz, inancımız. Onarılıp korunmasını istiyoruz,” diyerek yetkililerden destek talep etti.




