Yozgat'ın sosyal yaşamı.
Gezmeye.
Mangal yakmaya.
Eş, dost ziyaretleriyle endeksli.
Geçmişte böyleydi...
Ama.
Şimdi, arz talebe döndü.
Kapı gıcırtısıyla eğlenen topluma döndük...
İyi mi?
*
İlkini hatırlıyorum..
Şöyle... Böyle...
Kültür.
Sosyal yaşam.
Tanıtım.
Yozgat'ın varlığı...
Toplumun kendisi...
*
Başlangıçtaki hedef tanıtımdı.
Yozgat’ın sosyal, kültürel ve ekonomik değerleriyle.
Toplumsal buluşmanın planıydı.
Merkez  ve ilçe ayrımını ortadan kaldırıp.
Yozgat’ın bir bütün olarak il olduğunu göstermekti.
Çeşka kalesinden Kazankaya kanyonuna.
Esenli’den Şebek’e..
Kerkenes’ten Cavlak’a...
Roma Hamamı’ndan  Çinçinli Han’ına
Çocuk oyunlarından yöresel oyunlara.
Her şey.
Festivalin birer parçası olacak.
Yozgat’ta yaşayan Yozgatlılarla.
Dışardaki Yozgatlılar bir araya gelecek.
Avrupa’ya ses verilecekti.
Ama bir yere kadar...
*
İlk etapta heyecan.
Gönülülük.
Şevk.
Zevk.
Tatlı bir endişe.
Türkiye genelinde duyurma çabası.
Sonrasında farklılaştırılıp.
Kendi içerisinde hapsedilip.
Olsa olur, olmasa da.
Şekline getirilip.
Gelenekselleştirilen festival.
*
Festival arz talep meselesine dönüştü.
İçerisinde sosyal ve kültürü barındıran yaklaşım.
İlkinden bugüne farklılaştırdığını gösterdi...
Dahası...
Festival programları 'güç' mücadelesine dönüştü...
Şehir merkezi...
İlçeler.
Beldeler.
Hatta köyler.
Festival adı altında 'güç' gösterisi yapmaya başladı.
*
Kimin ne yaptığına bakmıyorum.
Kimin ne düşündüğü beni ilgilendirmiyor..
Kimin, neyi amaçladığına takılmıyorum.
Lakin.
Yozgat'ın kendi içerisindeki bölünmüşlüğüne içim gidiyor.
*
İnsan en iyisini istiyor.
Yozgat’a yakışanını bekliyor.
Elbette yapılan yakışandır.
Ancak.
Tanıtım noktasında yapılan yakışan değildir.
Adına ne derseniz deyin.
Festival...
Etkinlik...
'Güç' mücadelesiyle halka sunuluyorsa...
Büyük bir ayrışmanın eşiğindeyiz demektir.
*
Anlatabildim mi?