Yozgat Hakimiyet Gazetesi yazarı Büşra DURAK’ın “Üst Solunum Yolu Hastalıkları ve Beslenme İlişkisi” başlıklı son yazısını okumak için sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Üst solunum yolu hastalıkları, özellikle mevsim geçişlerinde ve bağışıklığın zayıfladığı dönemlerde toplumun büyük bölümünü etkileyen yaygın sağlık sorunlarıdır. Soğuk algınlığı, grip, farenjit, sinüzit ve larenjit gibi tablolar; virüslerin neden olduğu enfeksiyonlarla ortaya çıkar ve çoğu zaman ateş, öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi belirtilerle seyreder. Tedavide dinlenme, sıvı alımı ve gerektiğinde ilaç kullanılması kadar, beslenmenin doğru şekilde düzenlenmesi de iyileşme sürecini belirgin şekilde hızlandırır. Günümüzde artık beslenmenin yalnızca enerji alımı değil, bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde aktif bir rolü olduğu bilimsel olarak net biçimde ortaya konmuştur.
Bağışıklık sistemi, vücudu virüs ve bakterilere karşı koruyan karmaşık bir savunma mekanizmasıdır. Bu sistemin etkin çalışabilmesi için temel besin öğelerinden zengin bir diyet gereklidir. Vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve kaliteli proteinler, bağışıklık cevabının düzenlenmesine katkı sağlarken; yetersiz beslenme enfeksiyonlara yakalanma sıklığını artırabilir ve hastalık süresini uzatabilir. Özellikle A, C, D, E vitaminleri ile çinko ve selenyum gibi mineraller, üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla mücadelede kritik rol oynar. Bu nedenle hastalık dönemlerinde hem enerji hem de mikrobesin öğeleri açısından yeterli ve dengeli bir beslenme planı önem taşır.
C vitamini, antioksidan kapasitesi yüksek bir vitamindir ve solunum yolu enfeksiyonlarında inflamasyonu azaltıcı etkileri bilinmektedir. Portakal, kivi, maydanoz, kırmızı biber, çilek gibi besinler bu dönemde daha sık tüketilebilir. A vitamini ise mukozal dokuların bütünlüğünü koruyarak virüslerin vücuda girişini zorlaştırır. Havuç, kabak, yumurta ve koyu yeşil yapraklı sebzeler iyi kaynaklar arasındadır. D vitamini, bağışıklık hücrelerinin aktivasyonunda görev alır ve özellikle kış aylarında eksikliği sık görüldüğünden hekim kontrolünde desteklenmesi gerekebilir.
Protein, enfeksiyon sırasında artan bağışıklık hücresi yapımı için zorunlu bir besin öğesidir. Yetersiz protein alımı, savunma hücrelerinin yavaş çalışmasına neden olabilir. Bu nedenle yumurta, balık, tavuk, baklagiller ve yoğurt gibi kaliteli protein kaynaklarının günlük beslenmede mutlaka yer alması gerekir. Ayrıca yoğurt, kefir ve fermente ürünlerde bulunan probiyotikler bağırsak mikrobiyotasını destekleyerek bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkıda bulunur.
Sıvı tüketimi ise üst solunum yolu hastalıklarında yine kritik öneme sahiptir. Yeterli su içilmediğinde mukus yoğunlaşır ve öksürük, tıkanıklık gibi şikâyetler artabilir. Suya ek olarak bitki çayları, çorba ve mineral dengesi korunan doğal elektrolit içeren içecekler tercih edilebilir. Buna karşın aşırı şekerli içecekler, kızartmalar ve paketli ürünler inflamasyonu artırabileceği için hastalık döneminde sınırlandırılmalıdır.
Üst solunum yolu hastalıkları yalnızca bağışıklık sistemiyle değil, doğrudan günlük beslenme alışkanlıklarımızla da yakından ilişkilidir. Dengeli bir diyet, yeterli mikrobesinalımı, iyi hidrasyon ve bağırsak sağlığını destekleyen besinler, hem hastalığa yakalanma riskini azaltabilir hem de mevcut hastalığın daha hafif geçmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle beslenme, tedavi sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Sağlıklı günler.