Kazak yazar Galiya Saraç’ın kaleme aldığı “Bir Kilim Hikâyesi”, Anadolu’nun binlerce yıllık kilim dokuma geleneğini gelecek nesillere aktaran büyüleyici bir eser olarak okurlarla buluştu.
Kültürel mirasın kalbine yolculuk
“Bir Kilim Hikâyesi”, sadece bir kitap değil, aynı zamanda kültürel bir bellek çalışması. Anadolu kadınlarının ellerinde hayat bulan kilimlerin ardındaki anlamları, motiflerin taşıdığı duyguları, sembolleri ve hikâyeleri anlatıyor. Eserde, her düğümün bir hikâyeye, her motifin bir duygunun yansımasına dönüştüğü kadim bir dünyanın kapıları aralanıyor.
Masalsı bir anlatım, ilmek ilmek işlenmiş çizimler
Kitabın illüstrasyonlarını Şilili çizer Catalina V. Hulsbus hazırladı. Hulsbus’un çizimleri, kelimelerle örülmüş hikâyeye görsel bir zenginlik katarken, her sayfa adeta bir sanat eserine dönüşüyor. Bu detaylı çizimler, okura sadece bir hikâye değil, aynı zamanda renkler, desenler ve sembollerle dolu bir görsel şölen sunuyor.
Motiflerin dili: Her desenin bir anlamı var
Saraç, kitapta suyolu, koçboynuzu, hayat ağacı, elibelinde, göz ve bukağı gibi motiflerin anlamlarını derinlemesine ele alıyor. Örneğin; suyolu sabırla yeniden doğuşu, koçboynuzu kahramanlığı simgeliyor. Her motif, dokuyan kişinin iç dünyasını, yaşadığı sevinci ya da hüznü sessizce aktaran bir dil gibi işliyor.
Bir ninenin torununa anlattığı masal gibi
Kitapta Umay adlı küçük bir kız, ninesinin anlattığı kilim hikâyeleriyle büyüyor. Her motifin ardında gizlenen bir destanı dinlerken, hem geçmişle bağ kuruyor hem de kültürel mirasın değerini öğreniyor.
Bir kültür hazinesi niteliğinde
“Bir Kilim Hikâyesi”, geçmişin izlerini bugüne taşıyan, kültürünü ve köklerini unutmamak isteyen her yaştan okura hitap eden bir yapıt. Hem edebi değeriyle hem de kültürel önemiyle sanatseverlerin kütüphanelerinde özel bir yer edineceğe benziyor.
