Yerel seçimlerde YSK’nın bir takvimi var.
Adaylık süreci…
Adayların kesinleşmesi…
Kesinleşmiş adaylar ilanı…
Başkan adayları…
Meclis adayları…
Kimlerin seçmen olacağı…
Nerede oy kullanacağı…
Seçimlerin ne zaman olacağı…
Seçim sonuçlarının ilanı…
Hepsi ama hepsi bir takvim programında olur.
Onlarca seçim görmüş, seçim çalışmaları içinde yer almış bir kişi olarak ilk kez böyle bir durumla karşılaşıyorum.
Nasıl bir durum…
Geç belli olmuş adaylar!
Hiç belli olmamış meclis adayları!
Yazıyı yazdığın 19 Şubat…
Yayınlanma tarihi 20 Şubat…
Ve bugün tüm listelerin YSK’ya verileceği son gün…
Daha önceden yazmıştım…
Hamle siyaseti diye..
Bu şekilde düşmek isterim.
Zira diğer seçenekte hoş sonuçlar elde etmek oldukça zor.
Bu durum iktidar partisinde olduğu kadar sanki muhalefette de var gibi…
Aksi olsa bir yerlerden “meclis adaylarımız” diye haberler en kötü sosyal medya paylaşımları yapıyor olurlardı.
Mamafih son dakikaya kadar belli olmayan meclis adayları, ilan edilemiyor oluşu sahada birtakım çalışmaları da naçar bırakıyor.
Ha partiler ya da adaylar “ne gereği var, ben yeterim” diyorlarsa başka…
Acaba sadece ben mi bu konuyu önemsiyorum diye de düşünmüyor değilim.
Sonra nasıl önemsemen diyorum…
Şehri sadece başkan değil aynı zamanda ekibi de yönetecek.
Başkan kadar ekibi de önemli…
Ekip ne kadar güçlüyle başkanın eli o kadar güçlüdür.
Bu seçimlerde fazladan gelecek oylara kimse hayır demez…
Sahada şuanda eksik mücadele eden bir takım var gibi…
Sahaya tam çıkan takımlar diğerlerine göre biraz daha avantajlı olmaz mı?
Her bakımda tuhaf bir seçim atmosferi var.
Hem adaylık süreci…
Hem adaylar…
Hem belli olmayan adaylar…
Teşkilatlarda bir takım değişimler…
Nasıl olacak…
Bakıp göreceğiz…