Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı son veriler, gelir dağılımındaki dengesizliğin giderek arttığını ortaya koydu. Verilere göre, yüksek enflasyonun etkisiyle hane gelirlerinde ciddi bir azalma yaşanırken, dar gelirli kesimlerin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı belirlendi. Açıklanan rakamlar, asgari ücret ile en düşük emekli maaşının açlık sınırının altında kaldığını gösterdi. Bu durumun özellikle kırsal bölgelerde yoksulluğu kalıcı hale getirdiği ve gelir seviyeleri arasındaki farkın derinleştiği tespit edildi.
EKONOMİK FAALİYETLERİN SINIRLI OLDUĞU İLLER ZİRVEDE
Genctg’de yer alan habere göre, ekonomik faaliyetlerin sınırlı olduğu ve istihdam olanaklarının kısıtlı kaldığı iller, listenin üst sıralarında yer aldı. Tarım ve küçük sanayiye dayalı ekonomiye sahip bu şehirlerde işsizlik oranı yüksek, kişi başına düşen gelir ise Türkiye ortalamasının oldukça altında. Özellikle göç veren bölgelerde gelir dağılımındaki adaletsizlik, sosyal dengeleri de olumsuz etkiliyor.
TÜRKİYE’NİN EN YOKSUL 5 İLİ HANGİLERİ?
TÜİK ve bölgesel kaynaklardan elde edilen verilere göre, yoksulluk oranlarının en yüksek olduğu iller arasında özellikle tarıma ve küçük ölçekli sanayiye dayalı ekonomilerin yer aldığı dikkat çekiyor. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’nin gelir düzeyi en düşük illeri arasında Ağrı, Gümüşhane, Şanlıurfa, Yozgat ve Sinop ön plana çıktı. Bu şehirlerde kişi başına düşen gelir, ülke ortalamasının oldukça altında seyrederken, işsizlik oranları da uzun süredir yüksek seviyelerde kalıyor.
Listenin beşinci sırasında yer alan Ağrı, tarım ve hayvancılığa dayalı ekonomisiyle bilinse de, sanayi yatırımlarının yetersizliği nedeniyle istihdam sorunlarıyla mücadele ediyor. Göç oranının yüksek olması, kentin ekonomik potansiyelini sınırlayan en önemli faktörlerden biri olarak gösteriliyor.
Dördüncü sırada bulunan Gümüşhane, geçmişte madencilik faaliyetleriyle bilinen bir şehirken, son yıllarda ekonomik çeşitliliğin azalması nedeniyle gelir seviyesi geriledi. Kentte sanayi üretimi sınırlı, turizm faaliyetleri ise mevsimsel etkilerle sınırlı düzeyde kalıyor.
Üçüncü sırada Şanlıurfa yer alıyor. Türkiye’nin en genç nüfusuna sahip şehirlerinden biri olan Urfa’da işsizlik oranı yüksek, genç işsizliği ise ülke ortalamasının çok üzerinde. Tarım sektörünün modernleşememesi, gelir dağılımında ciddi bir dengesizliğe yol açıyor.
İkinci sırada bulunan Yozgat, sanayi yatırımlarının sınırlı olması ve tarımsal gelirlerin giderek azalması nedeniyle gelir düzeyi bakımından alt sıralarda yer alıyor. Nüfusun büyük bir kısmı kamusal desteklerle ayakta dururken, özel sektör istihdamı zayıf kalıyor.
Listenin zirvesinde ise Sinop bulunuyor. Geçmişte huzurlu yaşamı, düşük kira ve yaşam maliyetleriyle öne çıkan Sinop, son yıllarda ekonomik daralma ve artan işsizlikle birlikte yoksulluğun en yoğun hissedildiği şehir haline geldi. Turizmin mevsimsel olarak sınırlı kalması, kalıcı gelir yaratılmasını engelliyor. Uzmanlar, kıyı kentlerinde ekonomik çeşitliliğin artırılmaması halinde benzer şehirlerde de tabloyu değiştirmenin güç olacağı uyarısında bulunuyor.
