Bugün yazmayı planladığım tüm yazıları silip çöpe attım.
O yüzden bugün idare edin.
Tavşan karşısında gösterdiğiniz cesareti karşınıza kurt çıktığında da göstereceksiniz.
Göstermiyorsanız kimse cesaretten bahsedemez.
Siyaset sadece ehil olmak değil aynı zamanda cesaret işidir.
Sayın Erdoğan siyasi hayatında tüm riskleri göze alarak hayatı pahasına geri adım atmadan mücadele etti.
Bunu neden diyorum bilmiyorum ama siyaset cesaret işidir.
Kaybetmeyi düşünmeden hareket etmeniz gerekir.
Kimse sizden gemileri karadan yürütmeyi beklemiyor.
Ya da karşınıza çıkan vesayetleri ortadan kaldırmak.
Kimse sizden Amerika’yı yeniden keşfetmenizi beklemiyor.
Ya da güneşi balçıkla sıvamanızı…
A Planına inanmayıp B planına hatta C planı olanlarla bu iş yürümez, yürümeyecek.
Köprüyü geçerken ayı kardeşe dayı demek…
Amaca giden her yol mubahtır deyip tabutta röveşata atmaya kalkanlarla da bu iş yürümez.
Suratınızdaki sakalları kesseniz adamlıktan istifa edersiniz.
Yazık oldu.
Yazık oluyor…
Kışları soğuk ve kurak yazları bir o kadar daha kurak ve soğuk olan bu memleket için…
Doğduğun ev gibi yaşadığın coğrafyada kaderin olacaksa, bari dillere destan bir sonumuz olsa…
Madem erk’in nimetlerinden faydalanamıyoruz, madem faydalanamayacağız, o zaman bir Maçoğlu gibi komin bir adamın peşinden gitsek…
Olmadı Karacaoğlan, Yunus Emre, Kayıkçı Kul Mustafa, Gevheri, Aşık Ömer’i…
Suyun başını tutmakta olan Daldenyuslardan sıkılmadınız mı?
Rabbena hepbana diyenlerden…
Yapacak bir şey yok…
Böyle gelmiş böyle gidecek…
Siz isteseniz de istemeseniz de suyun başında hep birileri olacak.
Siz kevgirle eve su götürmeye çalışırken onlar hortumla depolarını dolduracak.
Sonunda iki metrelik bir kefenin içinde sizinle aynı avluda accilü…
Accilû bi’s salâti gablel fevt ve accilû bi’t tevbeti gablel mevt…